V.2.2. Tezgah türü

GÖKEYÜP KÖYÜ (Manisa, Salihli ilçe)

[geri] [içindekiler] [ileri]


biçim oluşturulurken

43. Elle içten ve dıştan biçim oluşturulurken parmak izleri yok etmek için özel bir çaba gösterilmiyor. Dip çatlamasını önlemek için göt dövme denen işlem yapılıyor

haritaİkinci tür tezgâhla çalışan köylerden biri de Manisa'nın Salihli ilçesinin Karataş bucağına bağlı Gökeyüp köyüdür. Gökeyüp köyünün bu araştırmamda çok ayrı bir yeri vardır; çünkü Gökeyüp, gittiğim köylerin arasında ilkel çömlekçilikle uğraşan ilk köydür. Bu köy, bu türde çalışan daha başka köylerin de bulunabileceğini düşündürerek benim bu araştırmaya girişmeme neden olmuştur.

Gökeyüp Salihli'ye 40 km. uzaklıktadır, ama yolun ikinci yarısı çok güç katedilen bir yoldur. Oraya ilk kez 1972 yazında gidişimizde taşıtımızın bulunmasına karşın son üç-dört kilometreyi yürüyerek gitmek zorunda kalmıştık. 1974 yazında ikinci kez gittiğimizde köy halkının kendi olanaklarıyla yollarını yapmış olduklarını gördük.

Gökeyüp'lüler çok onurlu ve kişilikli insanlardır. İlk gidişimizde köyün en yaşlısı, aynı zamanda en uzun boylusuyla yaptığımız söyleşide, kendisi bize köyün isim tarihçesini şöyle özetledi: ''Buraya ilk yerleşen üç kardeş yörük oldukları, en büyüğünü gözleri mavi, ismi de Eyüp olduğu için buraya Gökeyüp adı verilmiş."

seri üretim

51. Gökeyüp'te başka bir ev atölyenin görüntüsü

Bu yöredeki insanların özgeçmişlerini inceleyen sayın Hayri Büke'nin bana yazılı olarak bildirdiğine göre burada yaşayan insanlar, aslında Sivas dolaylarından göçebe olarak gelmiş, Erdebil'de Kurdugu tekkesine bağlı ve öz Türktürler; yazın yaylada, kışın kışlıkta beyliklerin babadan oğula geçtiği beylerin buyruğunda hayvancılıkla geçinerek yaşamlarını sürdürürler. Osmanlı padişahlarından IV. Murat'ın kendilerinden kuşkulanması üzerine kendilerine zorunlu iskân gösterilen, Borlu havalisi kışlak, Murat dağı da yayla verilen bu aşiret, yarı göçer yaşarken 200 yıl önce gene Padişah'ın buyruğuyla Borlu havalisine, yani bugünkü Demirköprü barajını çevreleyen dağların eteklerine yerleştirilmiştir.

kap pişireceği yeri

53. Gökeyüp'te bir evin avlusunda kap pişireceği yeri

Gökeyüp'lüler de böyle yerleştirilmiş bir obadır; buraya topraktan kapkacak yapmayı bilerek geldikleri ve elverişli toprağı bulunca bu işi sürdürdükleri sanılıyor. Bu yörede yapılan kazılarda çıkan ve MÖ. 200 ve MS. 400 yıllarına ait kazı buluntularında Gökeyüp toprağı ve formlarıyla hiçbir ortak özellik saptanamamıştır.

Gökeyüp'te kapkacaklar sakızlı toprak dedikleri normal, kırmızı bir kilin, mengele dedikleri mika K(Mg, Fe)3[(OH.F)2(Al2Si3) O10] görünümünde bir toprakla 2/1 oranında karıştırılmasıyla yapılmaktadır. Bu karışım, çok kendine özgü nitelikler taşımaktadır; öyle ki, dünyanın neresine giderse gitsin Gökeyüp toprağı ayırdedilebilir. Toprağı katır sırtında eve getirip biriktirmek burada erkeklerin, biçimlendirmeyse ilkel çömlekçilikle uğraşan her köyde olduğu gibi, gene kadınların görevidir.

Gökeyüp'te kullanılan hammaddelerin kimyasal analizi:
  Sakızlı toprak
(%)
Mengele
(%)
A.Z.(ateş zayiatı) 7,51 10,49
SiO2 61.09 29,60
Al2O3 15,91 26,56
Fe2O3 5,92 9,30
TiO2 0,55 0,54
CaO 1,85 0,80
MgO 0,47 21,71
K2O Na2O 1,00 1,00

 

kapların pişirilmesi

52. Gökeyüp'te kapların pişirilmesi

Biçimlendirme, dönek denen ve mil olmamasına karşın altı sivrice olduğundan döndürülebilen, kilden bir tabak üzerine oturtulmuş ve gene kilden yapılmış kalıp denen bir altlık üzerinde kıyı adı verilen bantlarla, bant usulü yapılmaktadır. Kıyıların hazırlanmasına kıyı yuvarlama, hazırlanan kıyıların üstüste konarak pekiştirilmesi işlemine de süvmek denir.

dönek ve kalıp

41. Dönek ve kalıp

Yandaki çizimden de izlenebileceği gibi, kısa bir ok görünümünde olan ve kılınç adı verilen tahta parçasından, ilkel çömlekçiliğin kaçınılmaz öğeleri olan su ve el çaputundan da biçimlendirmede yararlanılmaktadır. Biçimlendirme sürecinde yapılan işlemleri resim 43 de izleyebiliriz. Yapılan her kabın altında kuruması bitinceye dek bir kalıp bulunması gerektiğinden her ailede bu kalıplardan çok sayıda bulunur ve kalpların üzerlerinde her ailenin kendine özgü bir nişanı vardır. Bu nişanlar, kalıpların üzerine içbükey olarak kazındığından yapılan kapların alt kısımlarına kabartma olarak çıkar. Böylece güveçler, gittikleri yerlere markalarını da birlikte götürmüş olurlar.

nişanlı kalıplar

42. Nişanlı kalıplar

Gövdelerinin biçimlendirilmesi bitince güveçler güneşte biraz çektirilir, sonra gene elden geçirilerek karınlama ve kulplama işlemleri yapılır. Kalıbı kendiliğinden bırakıncaya dek kuruduktan sonra güveçlerinin fazlalıkları kazıyacak adı verilen bir teneke parçasıyla kazınır. Bu işleme kırkazımak denir. Güneşte iyice kuruyan, onların deyişiyle tepinen kaplar, kap pişireceği yeri adı verilen ve evin bahçesinin ya da avlusunun belirli bir yerinde, açıkta çalı çırpı ve odunla, güveçlerin üstüste dizilmesiyle rüzgârlı bir havada yakılan ateşte bir saat süreyle pişirilir. Rüzgârsız havaya rastlayan pişirime "tonuk" denir ve bu kaplar çabuk aşınır, "üğünür". Rüzgârın şiddetli estiği zamanlarda yapılan pişirimde, kümenin dışında rüzgârla daha fazla temas eden kaplar, parlar; bu olaya şılak adı verilir. Pişirimden sonra kâplar, sıcakken kümeden alınarak gübreyle karıştırılmış samana atılır. Bu arada kabın yüzeyinde meydana gelen redüklenme olayı nedeniyle kapların rengi koyulaşır ve pırıltılı bir görünüm alır.

pişirimden sonra

54. Pişirimden sonra kapların görünümü

Gökeyüp köyünde çömlekçilikle uğraşan altmış-yetmiş kadar kadın, iklim koşulları nedeniyle yalnız yaz aylarında çalışabildiklerinden zamanı iyi değerlendirebilmek için günde 100 parçaya yakın iş çıkararak köy ekonomisine büyük katkıda bulunmaktadırlar.

Gökeyüp'lüler sonra bu ürünleri kıldan örülmüş çuvalların içine, köy çevresinde çok bol yetişen palamut ağacı yapraklarıyla sıkıştırarak çuvalları katırlara yükler ve çevre köylerin diğer ürünleriyle (tahıl, incir, üzüm, zeytin) takas etmeye giderler. Ürünlerin, çevre kasaba, kent pazar ve panayırlarında parayla satıldığı da olur; ne var ki takas, onlar için çok daha kazançlı bir alışveriştir. Ayrıca köyde tüccara da büyük ölçüde mal satılır; ancak köyde bunlara ödenen ücret çok azdır.

kahve tavası

56. Kahve tavası

Tüccarca satın alınan malların Menemen'den Kuşadası'na dek uzanan oto yolu boyunca satıldığı görülmektedir, ama bunlar hiç ilgisi olmamasına karşın Menemen güveci adı altında işlem görmektedir. Bunların yapıldığı yerin ismini tüccar büyük bir titizlikle gizlemektedir. Oradan geçerken bu güveçleri görüp de almayan turist pek yoktur. Turistler, hediyelik yoz bir eşyayı almaktansa böyle katıksız, yerel bir yapıtı yeğlemektedirler.

örnekler nakledilişi

55. Gökeyüp'te yapılan işlerden örnekler:
(arkadan öne)
küp; mikri; arapbaşı; tepsi dörtkulplu; tepsi güveci; sayı; el güveci; ekmak sacı; bardak; çocuk bardağı;
aş testisi ya da çekme; çanak: küçük çanak; sabunluk

57. Güveçlerin kıl çuvallar içinde nakledilişi

Demirköprü baraj görünüm

59. Gökeyüp köyünden Demirköprü Baraj Gölünün görünümü

58. Gökeyüp köyünden bir görünüm


[geri] [içindekiler] [ileri]


Not:
Bu araştırma Güngör Güner tarafindan 1972-77 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. O nedenle sayısal ve diğer veriler, o günün koşullarını yansıtmaktadır.