V.1.1. Tezgah türü

ZIRAMBA KÖYÜ

[geri] [içindekiler] [ileri]


damgalı küp

25. 1940'ta yapılmış damgalı küp
(Ali Rıza Yalgın' nın "Anadolu'da Çok İptidai Çömlekçilik" adlı makalesinden)

harita1940'ta Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya dergisinin 4.üncü sayısında "Anadolu'da Çok İptidai Çömlekçilik" adlı makalesinde Ali Rıza Yalgın, Gaziantep'in iskân edilmiş türkmen köylerinde bu sanatın nasıl sürdürüldüğünü ayrıntılı bir biçimde, büyük hayretini gizleyemeyerek anlatır. Yalgın, bu ilkel çömlekçilik türünün Güney Amerika kızılderilileri arasında var olduğunu ilk kez 1931 yılında, New York'ta Pling Earle Goddort tarafından yazılmış olan "Pottery of Southwestern Indians" adlı kitabı Türkçeye çevirirken öğrenmiştir. Anadolu'da aynı olayla karşılaşınca çok şaşırmıştır.

damgasız küp

26. Zıramba da bugün tek tük yapılmakta olan küplerde görüldüğü gibi artık damga yoktur

Ali Rıza Yalgın'ın sözünü ettiği köylere, elime onun yayınladığı haritayı alarak gittim. Köyde ancak pek az kişi annesinin ya da ninesinin böyle bir uğraşı olduğunu hatırlayabiliyordu.

Uzun aramalardan sonra Gaziantep'in Oğuzeli ilçesine bağlı Zıramba köyünde bu işi yapan bir tek kadına rastlayabildim. Bana söylendiğine göre o köyde bu işi bilen bir kadın daha varmış; bu kadınlar da, yâlnız kendi ihtjyaçları için, arada bir çömlek yapıyorlarmış.

çömlekçi hanım

27. Zıramba'da ki son çömlekçi iki hanımdan birisi yaptığı küpün önünde

Burada öteki köylerde rastladığımız tahta altlık bile bulunmamaktadır; herhangi bir tabla ya da tepsi bu işi görmektedir. Kullanılacak çamur, bir hafta önceden kum, kırmızı toprak, kepek, kısa kesilmiş keçi kılı ve tuzun birarada yoğurulmasıyla (tepelenmesiyle) bir hafta süreyle dinlendirilerek (yatırılarak) elde edilmektedir. Kadınlar tuzu, soğutma için gerekli sızdırmayı ("dışlamayı") sağlamak amacıyla kattıklarını söylemektedirler.

Biçimlendirme bant usulüyle yapılmakta ve bu işleme sıvama adı verilmektedir. Pişirme işlemi için küpler tek tek yere yatırılmakta, yalnız ağızları açık kalacak biçimde her tarafları tezekle kaplanmakta ve tezekler tutuşturulmaktadır. Pişirim iki gün sürmekte, bu arada küplerin içine de tezek korları konmaktadır. Yalgın, 1940'taki izlenimlerinde, ateşin arsız bir avrad (kavgacı bir kadın) tarafından tutuşturulmasının, yapılan işlerin daha sağlam olmasını sağlayacağı inancından söz eder. Özellikle küplerin üzerindeki damgalar (Bkz. Resim: 25) üzerinde durarak bunların, Orhon Alfabesi'ndeki harflere benzerlik gösterdiğini "Anadolu'da Türk Damgaları" adlı kitabında açıklamaya çalışır.


[geri] [içindekiler] [ileri]


Not:
Bu araştırma Güngör Güner tarafindan 1972-77 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. O nedenle sayısal ve diğer veriler, o günün koşullarını yansıtmaktadır.