Surp Stefanos kilisesi Eski Kayseri Evleri

Birinci Dünya Savaşı'ndan önce Kayseri'nin 70.000 kişilik nüfusu varmış. Bunun üçte biri, hemen hemen yarı yarıya Rum ve Ermeni olmak üzere Hıristiyan halkmış. Günümüzde Kayseri İl Spor Müdürlüğü'nce kullanılan Surp Astvatsatsin ile neredeyse şehrin bir ucunda kalan Surp Krikor Lusavoriç kiliseleri arasında kalan büyük alan, Kayseri'nin Ermeni mahallesini teşkil edermiş. Aşağıda göreceğiniz fotoğrafların neredeyse tamamı bu alan içinde çekilmiştir ve dolayısıyla hepsi olmasa bile çoğu Ermeni yapısıdır.

eski evEski fotoğraflar, Kayseri sokaklarının çok güzel ve ortaçağ görünüşlü ve de ince işçilikli kesme taştan yapılma büyük ve muhteşem konaklarla dolu olduğunu gösterir. Ancak, bu evlerin çoğunun yaşı fazla değildir. Günümüze gelenlerin çoğu ile yukarıda sözü edilen kiliseler, 19uncu yüzyıl yapımıdır. Bunlara dayanarak, tipik geleneksel Kayseri evleri hakkında şu sonuca varılabilir:

Evlerin hepsi ağırlıkça hafif ve kolay işlenebilen ince çekirdekli volkanik taştan yapılmıştır. Üst katlar çoğu zaman dar sokaklara çıkıntılıdır ve geniş dirseklerce taşınmaktadır. Pencere çerçeveleri, kemerler, dirsekler ve diğer taş mimari unsurlar çoğu kez yontmayla süslenmiştir.

Geniş kemerli bodrumu olan evlere sıkça rastlanırmış. Nedeniyse çoğunun sahibinin tüccar olmasından kaynaklanabilir. Bu bodrumların tavanları pencere yapımına müsaade etmek için sokak seviyesinden biraz yüksektir. Bundan dolayı evlerin zemin katları sokak seviyesinden yüksektir ve evlere, girişte biten merdivenlerle ulaşılırmış. Oluşan kısa geçidin yan duvarlarında ev halkının ziyaretçileri görebileceği bir aralık varmış. Bu açıklıklar bazen koruma amaçlı demir parmaklıklı dikdörtgen pencerelermiş, kimi zaman da geçidin içinden ahşap doğrama ile saklanan mazgal pencereler.

Girişin arkasında genellikle küçük bir avlu olur. Bazı evlerin kendi su kuyusu olur.

eski evPencereler sıra halinde yerleştirilmiştir ve çoğu zaman iki ayrı bölme şeklinde olur. Alt pencere, genellikle dikdörtgen, bazen de kemerlidir. Dıştan ise, kimi zaman pencereyle birebir, bazen de dışa doğru çıkan demir parmaklıklarla korunur. Bu ana pencerenin üzerinde tepe penceresi olarak bilinen bir küçük pencere daha olur. İşlevi muhtemelen havalandırma amaçlı olduğu kadar tavana ışık süzdürmek içindir. Tepe pencereleri içten dikdörtgense de dışta her nevi süslü biçimde şekillendirilmiştir.

Odaların taş duvarları ahşap veyahut alçı panolarla kaplıymış. Bağımsız duran eşya geleneksel olarak kullanılmadığından odaların duvara gömme bir dize dolap (yüklük), raf ve nişi (göz) varmış. Odaların kenarı, özellikle pencereleri duvarlar boyunca Anadolu'da yaygın olarak kullanılan sedir olurmuş. (Bu, tahtadan yapma, kilim ve minderlerle kaplı basit dikdörtgen bir yapı olup, battaniye, giyecek, vs. tutmak için de kullanılırmış.)

Tavanlar ahşap kaplıymış. Birçok desende küçük panolar, bazen de süslü yuvarlak girinti olurmuş. Yerler kesme taş dilimleriyle, bazen süslü desenlerle döşenirmiş. Bu levhalar ya taş kemerler veyahut da bir kat çimento ile kaplı ahşap kirişler üzerinde dururmuş.

Çoğu zaman evin bir bölümü dışarıya açıkmış. Anadolu evlerine has olan bu unsur, sofa olarak bilinir ve odalar arasında ortak bir alan oluşturup sıkça bir avlu veya bahçeye nazır olur. Geleneksel Kayseri evindeyse bu unsura büyük önem verilir. Genelde bir evin üst katında, sokağa nazır ve sokaktan görülür ve sokak cephesinde süslü bir balkon biçiminde olurmuş. Kimi evlerde bu evin geri kalan kısmından tamamen ayrı imiş, bir kameriye gibi.

Dünyanın herhangi bir ülkesinde bu gibi binaların bulunduğu bir kent, özenle korunması gereken bir paha biçilmez mimari ve kültürel hazine olarak kabul edilirdi. Kayseri'de böyle değildir! 1930'lardan itibaren eski Kayseri, apartman binalarıyla dolu yeni mahallelerle çevrilir. 1970'lerde şehrin eski kısmı tartışılır bir yapılandırmadan geçirilir ve yıkım başlar. Eski Ermeni mahallesi bozulacak son kısımdır, belki de mülkiyet hakkı konularına bağlı olarak. Burada yıkım 1980'lerde başlamıştır. Binlerce bina yıkılmıştır ve günümüze gelen çok azdır. Fotoğraflara bakıldığında şehir tanınamaz haldedir. Geriye kalan eski yapılar ya yıkılmıştır ya da harabe durumundadır. Boş binaların içi, yaz aylarında boş alana çadır kurmaya gelen Çingene ve Kürtler tarafından soyulup talan edilir, işe yarayan herhangi bir şey satılır. Boş alan tamamen düzenlendiğinde birbirine benzer apartman blokları ile doldurulacaktır.

Öyle görünüyor ki, Kayseri halkı betonlaşmış semtlerle dolu bir kenti muazzam konaklara tercih etmiştir.


Kaynak:
www.virtualani.freeserve.co.uk/kayseri2/turkish.htm (silinmiş)
mysite.wanadoo-members.co.uk/virtualani/